Yaygın gelişimsel bozukluklar (YGB), sosyalleşme ve iletişim gibi çoklu temel fonksiyonların gelişmesinde gecikmeler içeren beş bozukluğu içeren bir tanı grubudur. En çok bilinen YGB otizmdir, diğer YGB’ler Rett sendromu, çocukluğun dezintegratif bozukluğu, asperger sendromu, ve başka türlü adlandırılamayan yaygın gelişimsel bozukluktur (YGB-BTA). Kurumumuzda uzman eğitim kadromuz ile yaygın gelişimsel bozukluğa sahip öğrencilere eğitim verilmektedir. Bunun yanı sıra aileleri ile işbirliği yapılarak aileye çocuğun durumuyla ilgili bilgilendirme yapılır ve kurum dışında da dikkat edilmesi ve çalışılması gereken konular anlatılır.
Yaygın Gelişimsel Bozukluklar
OTİSTİK BOZUKLUK (Otizm)
Yaygın gelişimsel bozuklukların en bilineni otistik bozukluk olup çocuğun oyunlarda, sosyal etkileşimde ve sözel iletişimlerinde bozukluklar göstermesi ve basmakalıp (stereotipik) bir davranış örüntüsünün olması ile karakterizedir. Otizmde birey, dış dünyanın gerçeklerinden uzaklaşıp kendine özgü bir iç dünya yaratır. Genellikle 3 yaş öncesindeki çocuklarda ortaya çıkar ve yaşam boyu devam eder. Ancak çocuk 3 yaşını doldurduktan sonra da otistik davranış özellikleri gösterebilir.Özellikle küçük yaşlarda otizm, belirtileri ve seyri bakımından otizm dışındaki bazı hastalık ve bozukluklarla karıştırılabilmektedir. Bunlar arasında; sağırlık, çocukluk çağı depresyonu, çocukluk çağına özgü konuşma sorunları, zeka geriliği ve dikkat eksikliği–hiperaktivite bozukluğu sayılabilir.
Otizmin İlk Belirtileri
1- Göz temasında yaşanan sorunlar, göz göze gelindiğinde anlamlı bir iletişimin kurulamaması,
2- İnsanlara karşı dikkatinin gelişmemesi,
3- Bebeğin ihtiyaçlarını ifade etmek için değişik ağlamalar kullanması,
4- Nesnelerle ilgilenmemesi,
5- Kucağa alınınca susmaması ya da kucağa alınmaya direnmesi, otizmin ilk belirtileri arasında sayılabilir.
Otistik bir bebeğin altı aylık olduktan sonra otizm ile ilgili ortaya çıkan belirtileri
1- Bebeğin ağzına bir şey koymak istememesi, yiyecek ve içecekleri reddetme,
2- Seslenildiğinde tepki vermeme,
3- Çevreye karşı ilgisizlik
4- Taklit becerisinin gelişmemesi,
5- Akranlarına kıyasla belirgin sakinlik,
6- Kişilerden ve/veya nesnelerden korkup aşırı tepkiler verme,
7- Basmakalıp (stereotipik) hareketler şeklindedir.
Sıklık ve Yaygınlık: Otizmin erkek çocuklarda görülme oranı kız çocuklarından 3 – 4 kat daha fazladır. Her 10.000 kişiden 5’i tipik otistik tanısı alırken yaklaşık olarak 15 – 20 kişi de otistik davranışlar göstermektedir.
Otistik Çocukların Özellikleri
1- Göz teması kuramazlar, biriyle göz göze geldiklerinde sanki boşluğa bakıyor gibi dururlar ya da çok kısa süreli göz temasları vardır.
2- Sözel ya da sözel olmayan ifadeleri yanıtsız bırakabilirler. Örneğin, kendilerine seslenildiğinde duymuyormuş gibi davranabilirler.
3- Kimi otistik çocuklar, bazı seslere, kokulara, ışık ya da dokunuşlara karşı aşırı hassasiyet geliştirebilirler.
4- Sıcak, soğuk ya da acı gibi duyusal materyallere karşı duyarsız olmaları mümkündür.
5- Etrafındaki birtakım değişikliklere karşı tepkisel olabilirler. Örneğin, ev içinde eşyaların yerinin değiştirilmesinden ya da odalarında yapılan değişikliklerden rahatsızlık duyabilirler. Bunun nedeni, çevrelerine karşı bir nevi zihinsel harita oluşturmuş olmalarıdır. Yapılan herhangi bir değişiklik ise çocuğun çok fazla stres yaşamasına neden olmaktadır.
6- Bazı çocuklar saldırgan olabilir, kendilerine, çevrelerindeki insanlara ve eşyalara zarar verebilirler.
7- Tehlike ve korku duygusu hissetmezler. Bu nedenle, gerek evde gerekse dışarıda tehlikeli eylemlerde bulunabilirler.
8- Yemek yeme bozuklukları olabilir. Yenmeyen bazı şeyleri yemekten hoşlanabilirler.
9- Kelime hazineleri sınırlıdır, çoğunlukla etraftan duydukları kelimeleri kullanırlar. Bazen de konuşulanları tekrarlamaları mümkündür (ekolali).
10- Sosyal ve duygusal açıdan izoledirler. Çevrelerindeki insanları önemsemeyen bir tutum içinde olabilirler.
11- İnsanlarla değil, cansız obje ve varlıklarla vakit geçirirler.
12- İhtiyaçlarını ertelemeyi başaramazlar.
13- Parlak şeylere ilgi duyarlar. İlgileri bir şeye sabitlenir ve bu şey ortadan kaldırılırsa çocuk kriz geçirir. Otistik çocuklar, konserve kutuları, boş deterjan kutuları, plastik şişeler ya da kapaklar gibi şeylere çok bağlı olabilirler. Sevdiği bir şey kaybolduğunda bulunana kadar huzursuzdur.
14- Yüksek sesten huzursuz olabilirler, özellikle motorlu araç sesi, köpek havlaması gibi sesler onlar için çok rahatsız edici olabilir.
15- Bazıları hayatları boyunca konuşmazlar.
16- Dokunulmayı sevmese de, sıkı sarılmalardan hoşlananları vardır.
17- Elleri çırpmak, yüz göz hareketleri yapmak, kendi etrafında dönmek gibi hareketleri olabilir. Çoğu parmak uçlarında yürür.
18- Kendilerine ait rituelleri olabilir. Örneğin; koltuğa oturmadan önce etrafında bir tur dönmek gibi.
19- Bazıları para gibi yuvarlak şeyleri döndürmeye meraklı ve beceriklidir. 20-Dönen şeylere bakmaya doyamazlar. Örneğin, çamaşır makinesi çalışırken karşısında oturup onu seyredebilirler.
20- Pek çoğu müziği sever ve şarkı söyler.
21- Bazılarında yersiz gülmeler görülebilmektedir.
22- Başkalarının duygularını anlamakta zorlanırlar, bu nedenle uygun tepkiler veremeyebilirler.
23- Taklit yetenekleri sınırlıdır.
Otistik Çocuklarda Görülebilen Davranış Problemleri
1- Öfke Nöbetleri: Özellikle 2 – 5 yaş arasındaki çocuklarda görülmektedir. Bu dönemde konuşma çok azdır ya da hiç yoktur. İsteklerini sözel olarak ifade edemeyen çocuk, öfke nöbeti olarak adlandırılan tekmeleme, ağlama, bağırma, kendini yere atma gibi davranışlar gösterebilmektedir.
2- Çevresine Zarar Veren Davranışlar: Çığlık atma, evdeki eşyalara zarar verme şeklinde olabilmektedir.
3- Kendisine Zarar Veren Davranışlar: Bu davranışlar genelde, çocuğun kızdığı, endişelendiği ya da başarısızlığa uğradığı zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Yüzünü tırmalama, kafasını duvara vurma, ellerini ısırma, kendini yere atma şeklinde davranışlar ortaya çıkabilmektedir.
4- Stereotipi – kalıplaşmış hareketler:
– Duyumsal Uyarım: İleri – geri sallanma, kendi ekseni etrafında dönme
– Görsel Uyarım: Parmaklarını gözlerinin önünde hareket ettirme, parmakları ile havada şekiller oluşturma
– Dokunsal Uyarım: Elin ritmik hareketleri ile kulak, el gibi diğer vücut parçalarına vurmak.
– İşitsel Uyarım: Aynı ezgiyi üst üste saatlerce mırıldanma.
Otizm ve Tedavi
Otizm, uygun bir eğitim planı ve bazı durumlarda ilaç tedavisi ile bazı belirtileri düzeltilebilen bir bozukluktur. Uyum yetenekleri ve becerileri geliştirilip kendi kapasitesi için mümkün olan en üst düzeye gelebilir. Ancak tedaviye başlarken çocuğun hangi noktaya varacağını kestirmek mümkün değildir. Bu çocuğun probleminin şiddetine ve gösterdiği belirtilerin çeşitliliğine olduğu kadar aldığı profesyonel desteğin ve eğitimin kalitesine de bağlıdır. Aslen otizmi tedavi eden herhangi bir ilaç yoktur ancak kullanılan ilaçlar otistik bireylerde görülebilen hiperaktivite, saldırganlık, yeme sorunları, epilepsi nöbetleri, depresyon gibi sorunlar üzerinde etkili olabilmektedir.
Ret Bozukluğu
Bu bozukluğu gösteren çocuklardaki en önemli özellik; doğumdan sonra normal bir işlevsellik dönemi peşinden birden çok özgül bozukluğun gelişmesidir. Çocukların ilk 5 ay boyunca psikomotor gelişimleri normaldir. 5 ile 48’inci aylar arasında başın büyümesinde yavaşlama görülür. Daha önceden edindikleri amaca yönelik el becerileri ve ince motor becerileri 5 ile 30’uncu aylar arasında yitirmelerinin ardından basmakalıp el hareketleri (el bükme ya da el yıkamaya benzer el hareketleri) yapmaya başlarlar. Koordinasyonu bozuk yürüme ya da vücut hareketlerinin olduğu bir görünümleri vardır. Ağır zihinsel geriliğin yanı sıra sözel anlatım ve dili algılama düzeyleri ileri derecede bozuktur. İnsanlara bakar fakat iletişime geçmezler. Bu bozukluk, daha çok kız çocuklarda görülür.
Asperger Bozukluğu
Bu bozukluğu gösteren çocuklarda; göz göze gelme, yüz ifadelerinin ve ses tonunun sınırlı olması, sosyal içe çekilme ve akran ilişkilerinde azlık göze çarpmaktadır. Duyguları anlamada güçlük yaşamaktadırlar. Zamirlerin yerlerini değiştirerek kullanırlar ve bilgiçlik taslayan konuşma biçimleri vardır. Basmakalıp davranışlarda bulunurlar. Karşılıklı iletişim ve hayali oyun kurmada sınırlıdırlar. Zihinsel takıntıları vardır ve rutinlere katı bir şekilde bağlı oldukları gözlenmektedir.